İkincisi ise, Luis Vargas'ın 'Travel More&Buy Less'i...
İki belgeselin de ortak noktası şu: Daha az harca, daha az satın al, mutluluğunu eşyalarla eş tutma, hafifle, keşfet, kendin ol, tutsak olma ve gerçekten yaşamaya başla. İki belgeseli peş peşe izleyince aldı mı beni bir 'minimalizm' merakı. Tamam, sadeleşme işine bir süredir girmiştim zaten ama sadece girişti işte, sistemin özüne inmemiştim.
Sonra minimalist yaşama geçiş için öneriler okudum. İşte çıkarttığım 20 tavsiye:
1. Evde işine yaramayan ama gerçekten yaramayan ne varsa ihtiyacı olanlara ver.
2. Giysi dolabını ayıkla; o kadar çok kıyafete ihtiyacın yok.
3. Bir şey satın almadan önce dur ve şu soruyu sor: Benim buna ihtiyacım var mı, yoksa anlık bir haz için mi alıyorum?
4. Bir hafta boyunca hiçbir şey satın almamayı dene.
5. Küçük bavulla seyahat et.
6. Yürüyüş, meditasyon, klasik müzik, nefes terapisi, kahvaltı, köpeklerle oynama gibi rahatlatıcı ve seni güne hazırlayıcı bir sabah ritüelin olsun.
7. Aynı anda beş işi yapma huyundan vazgeç; her defasında sakince tek bir iş yap.
8. Karmakarışık çekmeceleri temizle.
9. Makyaj yapmadan sokağa çık.
10. Her gün 20 dakikanı günlük yazmaya ayır.
11. Bir gün boyunca internete girmemeyi dene.
12. Bir gün boyunca şikayet etme.
13. Okumak istediğin kitapların listesini yap ve sırayla başla.
14. Teşekkür et, günaydın de.
15. Sevdiklerinle vakit geçir; cep telefonsuz tabii...
16. Yemeklerini kendin pişirmeye başla. Günlük ve ihtiyacın olduğu kadar market alışverişi yap.
17. Bir filmi yarıda bırakmadan, cep telefonuna bakmadan izle.
18. Bir albümü başından sonuna kesintisiz dinle.
19. Tekrar okumayacağın kitapları, izlemeyeceğin DVD'leri ver. Tarihi geçmiş ilaçlardan, makyaj malzemelerinden, parfümlerden, kremlerden ve yiyeceklerden kurtul.
20. Daha az TV izle, daha az araba kullan, daha az konuş, daha az üzül. Daha çok oku, daha çok yürü, daha çok dinle, daha çok gülümse...
