2024-03-19 21:54:25

Elhamra günleri - Akdeniz Haberleri - 03/19 21:54

elhamra günleri - akdeniz haberleri
Elhamra günleri - akdeniz haberleri
Elhamra günleri - Akdeniz Haberleri
Yenikapı'da, eski Büyükşehir Belediyesi hizmet binası yanında, bir zamanlar ahşap ve kagir karışımı, Rumlara ait 'Nocera Sineması' varmış.
1922 yılında Rumlar Antalya'dan ayrılınca, hazineye geçen bu binada, 1926 yılı sonunda Yüzbaşı Mahmut Yalay tarafından 'Leyla Sineması' adı ile Antalya'nın ilk sineması kurulmuştu. 1930'larda işletmesi Mahmut Lütfü Kaynar'a geçince, 'Elhamra' adını alacak olan sinemanın duhuliye, birinci, koltuk, balkon ve locaları vardı. Önce iki kanatlı genişçe bir kapıdan 'Fuaye' denilen yere girilirdi. Sol tarafta gişe ve onun yanından makine dairesine çıkan merdiven bulunurdu.
Sinemanın ana giriş kapısının karşısında salona giriş kapısı yer alırdı. Sol yandan başka merdivenle, balkon ve localara çıkılırdı.
Elhamra Sineması'nın salon duvarlarını daha önce de sözü edildiği gibi aplikler, yağlıboya resimler süslerdi.
Filmin gösterildiği beyaz perdenin önünde ve iki yana açılan kadife perdenin hemen arkasında büyükçe bir sahne vardı.
Kente gelen tiyatrocular, dansözler, şarkıcılar gösterilerini burada yapardı.
O yıllarda Mahmut Bey'in İzmir'den getirdiği karpitle çalışan sinema makinesi ile burada 10, 15 dakikalık sessiz filmler oynatılıyordu.
O günlerde Antalya'da henüz elektrik olmadığından filmin perdede oynaması için makinenin kolu elle çevrilirdi. Bu sessiz filmler oynadığı sırada, sahnenin önündeki gramofonda, çala çala oldukça yıpranmış 'taş plak'lardan cızırtılı müzik yayını yapılırdı. Devrin sessiz filmleri arasında: Ankara Postası, Ateşten Gömlek, Düztaban, Bastıbacak, Şarlo filmleri ile Pan Peterson ve Gözlüklü Lui'nin üçer, beşer dakikalık filmleri oynardı.
Daha sonraki yıllarda sinemaya 300 metre uzaklıkta Hıdırlık Kulesi yanında inşa edilen ve suyla çalışan Buz Fabrikası'nın jeneratöründen sinemaya bir elektrik hattı çekildi.
Arada bir tel kopar veya su kesilir ve fabrika çalışamaz duruma gelince, sinema da karanlığa bürünürdü.Vasıta yok. Elektrik hattı boyunca adamlar 300 m. koşa koşa hattı kontrol eder, telin kopan yerini tamir edince, sinemaya tekrar ışık gelirdi. İşte o anı bütün seyirciler, müthiş gürültülü alkışlarla kutlarlardı. 1928 yılında Tevfik Işık Bey'in gayretleri ile bir Hidrolik Elektrik Santralı kurulunca, sinemanın elektriği de bu santrale bağlandı. Elektrik daha az kesilir oldu.

SESLİ SİNEMA DEVRİ
Sesli sinema devri başlayınca, Küçük Mahmut Bey, İzmir'e gitti. Orada Lale Sineması'nın sahibi Kerim Bey'den üç aylığına kiraladığı makineyle 'sesli film' gösterimine başladı. Halkın büyük ilgisi ile karşılaşınca, satın aldığı yeni sinema makinesi ile sesli film gösterimini Antalya'da başlattı.
Bu arada Antalya'da başka yeni sinemalar açılmıştı ama, en iyi macera filmleri, kovboy filmleri, gerilim filmleri Elhamra Sineması'nda oynardı. Sinema çığırtkanları sırtlarında koca tahtalarla kenti dolaşırlardı. İkişer afiş çakılı olurdu tahtalarda. Üstteki afiş, iyi filmin afişiydi hep. Ellerindeki çıngırakları çalarak bağırırlardı: "Bugün gündüz Elhamra Sineması'nda iki şaheser film birden... Saat tam iki buçukta..." Biz çocuklar da peşlerine takılır, afişleri seyrederek, Antalya sokaklarını onlarla birlikte dolaşırdık.
Benim çocukluğumda Elhamra Sineması makinisti Sezai Gürel, kapıcısı Topal Mümin (Yaltırık) Aga idi. Sinema öğleden sonra matine ve akşam suare olmak üzere iki seans yapardı. Sinema başlamadan önce, birkaç dakika aralıklarla üç kez gong vurur; üçüncü gongtan sonra ışıklar yavaş yavaş azalır, kadife perdeler ağır ağır iki yana açılırdı. Sinemada gizli gizli sigara içenleri kontrol eden bir belediye memuru görev yapardı. O günlerde sinemalarda, sigaranın ateşini göstermeyen sigara ağızlıkları kullanılırdı. Belediye memuru, dumanı fark edince o seyirciyi sinemadan çıkarırdı.


Sinemacı Mahmut Lütfi Kaynar (1932)

FİLM KOPUNCA
Bazen de filmin en heyecanlı yerinde, perdede birtakım titreşmeler görünür, birden ortalık kararır, arkasından salonun ışıkları yanardı. Seyirciler, film koptuğunu bildikleri halde, yine de her seferinde arkaya dönüp sinema makinistinin bulunduğu ve kare şeklinde iki deliği bulunan yere merakla ve biraz da endişe içinde bakarlardı. O zamanlar Antalya'da sık sık elektrikler kesilirdi. Elektrik kesilmesi sinemadayken olursa, oldukça can sıkardı. Bazen yarım saat kadar elektriklerin gelmesi beklenir; arıza büyük ve elektriklerin gelmeyeceği anlaşılırsa, bilet ücretleri ya iade edilir, ya da ertesi gün aynı filmi tekrar baştan seyretmek için damgalanırdı. Bazen film oynarken ses gider, seyirciler hep bir ağızdan "Makinist ya ses, ya kes!" diye bağırırlardı.


Sinema Makinisti Sezai Gürel (1972)

ARALARDA BUZLU GAZOZ
Filmin orta yerinde 'Beş Dakika Ara' yazısı, perdede görününce, sigara içenler, biraz temiz hava almak isteyenler, sinemanın fuaye denilen salonuna koşuştururlardı. O zamanlar çok içilen gazoz ve çok yenilen 'Frigo' denilen dondurmalar, bu 'Beş Dakika Ara'da satılırdı. Gazoz satıcıları, kovalarda buz parçaları arasında soğutulan gazoz şişelerine madeni açacaklarını vurarak seyircilerin dikkatlerini çekerlerdi. Eskiden sinemalar, genellikle 700- 800 kişilikti. Film aralarında insanlar, birbirleriyle görüşme imkanı bulurlardı. Dostluklar tazelenirdi. Şimdi ne film hışırtısı var, ne de şamata.
2024-03-19 21:54:25
 125 milyon euroluk teklife ret}

125 milyon euroluk teklife ret

Daha önce İngiliz basınında, Coutinho'nun transferi için Barcelona ile liverpool'un anlaştığı haberleri çıkmıştı. Ancak daha sonra bu haberler yalanlanırken, Liverpool bir kez daha Katalan devinin teklifini reddetti.LİVERPOOL SATMAMAKTA KARARLIFutbol tarihinin en pahalı transferi olarak Neymar'ı 222...

Read More »